3. Uluslararası Yeditepe Bienali, küratör özel turlarıyla sanatseverleri İstanbul’un tarihî dokusunda düşünsel bir keşfe çıkarıyor. Bu haftaki durak küratör Furkan Türkyılmaz eşliğinde Nuruosmaniye Camii’nin mahzeni oldu; mekan bienalin kavramsal çerçevesiyle yeniden yorumlandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ile Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle düzenlenen 3. Uluslararası Yeditepe Bienali, geleneksel sanat anlayışını çağdaş bir kavrayışla yorumlayan kapsamlı bir kültürel buluşma alanı sunuyor. Şehirle, mekanla ve hafızayla kurduğu ilişkinin yanı sıra izleyiciyle doğrudan iletişime dayanan “Küratör Özel Turları”, bienalin öne çıkan programları arasında yer almaya devam ediyor. Her hafta farklı bir küratör eşliğinde gerçekleşen bu buluşmalar bienalin çok katmanlı yapısını yalnızca görsel değil, düşünsel düzlemde de kavrama imkanı sunuyor.
Bu haftaki özel tur İstanbul’un tarihî siluetinde önemli bir konuma sahip Nuruosmaniye Camii’nin mahzeninde düzenlendi. Caminin dışarıdan görülemeyen ve birçok kişinin ilk kez adım attığı bu saklı bölüm bienalin küratöryel vizyonuyla yeniden keşfedildi. Mekanın küratörlüğünü üstlenen Furkan Türkyılmaz, izleyicileri yalnızca bir sergi mekanına değil; tarihle, gelenekle, mimariyle ve düşünsel arka planla örülü bir anlatının içine davet etti.
Mahzenin taş duvarları arasında yankılanan anlatılar izleyici ile mekan arasında derinlikli bir ilişki kurarken; seçilen eserler tarihî yapının sessizliğini bozmadan onunla bütünleşti. Eserlerin sergilenme biçimi, aydınlatma tercihleri, yerleştirme kararları ve küratörün tematik çözümlemeleri izleyicilere klasik bir sergi gezisinin ötesinde bir deneyim sundu. Türkyılmaz’ın anlatımı eşliğinde mekana özel üretilmiş ya da mekanla diyalog kuracak şekilde konumlandırılmış eserler izleyiciyle buluştu. Böylece sanatseverler bienalin konseptini yalnızca görmekle kalmadı; hissetti, düşündü ve sorguladı.
Küratör Türkyılmaz, tur sırasında yaptığı değerlendirmede “Bu mahzen tarih boyunca sessizliğe tanıklık etmiş bir mekân. Biz bu sessizliği bozmadan, onunla konuşan işler yerleştirdik. Bienalin özü de bu: Geçmişle bugünü yüzleştirmek ama bu yüzleşmede saygıyı elden bırakmadan,” ifadeleriyle sergileme kararlarının ardındaki düşünsel çerçeveyi paylaştı. Mahzenin mimarî diliyle örtüşen yerleştirmeler izleyicide hem tarihsel bir farkındalık hem de çağdaş sanata dair yeni bir okuma biçimi oluşturdu.
Geçtiğimiz hafta ise Sirkeci Garı Ambarları’nda düzenlenen küratör özel turu, Fatih Ömeroğlu rehberliğinde gerçekleştirilmişti. O buluşmada da mekanın tarihî yükü ile çağdaş sanat arasındaki etkileşim ön plandaydı. Nuruosmaniye Camii Mahzeni’ndeki tur bu serinin yeni bir halkasını oluştururken bienalin izleyiciyi yalnızca mekanla değil, zamansal ve kavramsal düzeyde de ilişkilendirme çabasını ortaya koydu.
Küratör özel turları bir sergiyi sadece gezilecek bir alandan ibaret olmaktan çıkararak düşünsel katılımın, mekansal farkındalığın ve kültürel diyaloğun merkezine yerleştiriyor. İzleyici bu turlarda yalnızca bir sanatsever değil, aynı zamanda bir gözlemci, bir sorgulayıcı ve bir tanık haline geliyor. Bienalin önerdiği bu izleme biçimi klasik sergi ziyaretlerinin sınırlarını aşarak mekanın diliyle sanatın dilini buluşturan bir anlayışı temsil ediyor.
3. Uluslararası Yeditepe Bienali, önümüzdeki haftalarda da İstanbul’un farklı noktalarında düzenlenecek küratör özel turlarıyla yolculuğuna devam edecek. Her biri farklı bir küratörün perspektifiyle şekillenen bu buluşmalar bienalin bir sergi olmanın ötesine geçerek yaşayan, dönüşen ve diyalog kuran bir kültürel hafıza platformuna dönüştüğünü bir kez daha ortaya koyuyor.